Umurbey 


Umurbey, Marmara Bölgesi'nin güneyinde, Gemlik körfezinin doğusunda, Bursa ili, Gemlik ilçesine bağlı bir yerleşim merkezidir. Denizden yüksekliği 250 m.'dir. Umurbey, Bursa-Yalova karayoluna 3 km.'lik bir asfalt yol ile bağlıdır. Gemlik'e uzaklığı 4 km, Bursa'ya 34 km, Yalova'ya 41 km, İstanbul'a 198 km'dir. 
Umurbey, Cumhuriyet döneminden önce Umur Bey'in mezarının kuzeyindeki yamaçlardan, bugünkü belediyenin olduğu sırta kadar uzanmakta, batıda ilkokulun bulunduğu yerlere, doğuda Aytepe mesire yerinin bulunduğu tepeye kadar yanaşmaktaydı. 1956'dan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın doğum yeri olması dolayıslıyla büyük bir imar faaliyetine girişilmiştir.
Yalova-Bursa karayolunda Umurbey sınırları içinde kalan alanlarda kurulmakta olan sanayi tesisleri, kasabanın ekonomisi üzerinde etkili olmaya başlamıştır.
Belediye Umurbey'le özdeşleşen Celal Bayar anısına anıt bir heykel yaptırmıştır. Heykel ünlü heykeltraş Tankut Ökten'in eseridir.
Tarihçesi
Bursa'nın fethinden önce, Mudanya ve Gemlik'in fethi gerekiyordu. Bursa'ya denizden gelen yardımları kesmek için bu bir zorunluluktu. Mudanya'nın fethi kolay oldu ancak Gemlik kalesi sağlamdı, kuşatma dokuz yıl sürdü.
Gemlik'in kuşatmasına, Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin seçkin kumandanları tayin edilmişti. Bunlar; Balaban Bey, Yazır Bey, Akçakoca, Örencik Bey ve Kozalan Bey idi. Kara Ali de, denizden bu kuşatmaya destek oluyordu. Kuşatma uzun sürdüğü için kumandanlar, önemli stratejik mevkilerde küçük çadır köyler kurdular ve askerlerin aile ferlerini de getirerek buralara yerleştirdiler.
1333 yılında Gemlik fethedildikten sonra da çadır köyler yerinde bırakıldı. Hatta çadırların yerine kerpiç evler inşa edildi. Gemlik'i kontrol altında tutmak ve Bursa'nın emniyeti bakımından bu köylerin stratejik önemleri vardı. Bu küçük köylere kumandanlarının adları verildi.
Gemlik'in fethinden tahminen 100 yıl kadar sonra bu beş küçük köy, meşhur Rumeli Fatihi Lala Şahin Paşa'nın torunu, Musa Bey'in oğlu Umur Bey tarafından birleştirildi ve "Umurbey" adını aldı.
Umurbey 1865 yılında, Bursa İl merkezinden sonra, Rüştüye Mektebi açılan ikinci yerleşim yeri oldu. Osmanlı yıllıklarına göre 1897'de 36 öğrenci, 1906'da 45 öğrenci öğrenim görmekteydi. Bu Rüştiye'ye 1878 tarihinde müdür ve müderris olarak, Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın babası, Abdullah Fehmi Efendi tayin edilmiştir. 1883 yılında Umurbey'de dünyaya gelen Celal Bayar, babasından ve bu rüştiyeden feyz almıştır. 1970 yılında kendi adına bir vakıf tesis etmiş ve köyde bir kütüphane, müze sinema binası yaptırarak; 15 bin ciltlik kütüphanesini, kendisine verilen tüm hediyeleri ve arşivini bu vakfa hibe etmiştir. Daha önce "beni köyümden ve köylümden ayırmayın" diye vasiyette bulunan Celal Bayar, 22 Ağustos 1986 tarihinde, sevenlerinin ve köylülerinin gözyaşları arasında müzesinin bahçesinde toprağa verilmiştir. Naaşı, daha sonra devlet tarafından yaptırılan Anıt-Mezara nakledilmiştir. (  Umurbey ve Celal Bayar Fotoğraf Galerisi)


Celal Bayar İktisat Vekili iken, köyüne içme suyu getirmiş ve Gemlik şosesini yaptırmıştır. Bayar, Cumhurbaşkanlığı döneminde Umurbey'i örnek köy projesine dahil ettirmiş ve Umurbey'in Gemliğe bakan yamacında Celal Bayar Evleri adı verilen aynı mimari yapıda 265 adet bahçeli evin yapılmasına önayak olmuştur. Celal Bayar Evleri bugün bile düzenli ve modern yerleşimi ile Umurbey'in en güzel mahallelerinden biri olarak göze çarpmaktadır.

Kültür 
Umurbey, genel olarak Bursa kültürünün bir parçasıdır. Yaşayış ve giyim modern çağın yaşamına uyumlu bir görüntü çizmektedir. Geleneksel giyim ve yemekler genellikle düğün ve bayram gibi özel günlerde giyilir ve yapılır.
Umurbey kasabasının doğal yapısı ve buna bağlı olarak geleneksel kent dokusu koruma çalışmaları Belediye tarafından sürdürülmektedir. Müze müdürlüğü bu çalışmalara uzman bilgi desteği sağlamaktadır. Bu çalışmalar sonunda Umurbey Camii, 4 adet doğal anıt ağaç, Beyler Mezarlığı, Kara Ali Paşa Mezarı, Aytepe mesire yeri ve 53 adet sivil mimarlık örneği konut, 265 adet bahçeli tek tip ev 1. derece doğal, ve kentsel tarihi sit alanı kapsamına alınmıştır.
Aytepe 
Gemlik Kuşatması'nın deniz cephesi komutanı Aykut Alp'in oğlu Kara Ali, denizci olduğu için, öldüğünde iki tarafından da deniz gören bir yere mevkiye gömülmesini vasiyet etmiştir. Bu vasiyete uygun bir yer olan ve bugün Aytepe diye anılan yere gömülmüştür. Halk arasında "Ali Dede" olarak tanınan Kara Ali'nin mezarı halen Aytepe'dedir. Umurbey'in doruk noktasındaki Aytepe'den İznik Gölü ve Marmara Denizi görülmektedir. Umurbey'in doğusundaki tepe bir mesire yeridir. Aytepe'den bakıldığında ön planda Umurbey, geri planda Gemlik körfezinin eşsiz panoraması ayaklar altında uzanır.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top